Hangi Hoparlörü Almalıyım?

Bir ev sineması sisteminin kuşkusuz en önemli parçalarından biri hoparlördür. Sanırım aynı zamanda en çok para harcadığımız ekipman da budur. Düşünsenize, örneğin; benim evimde 11 hoparlörlü bir sistem var. Yani 11 ayrı maliyet 😊
Ancak unutmayalım ki neredeyse her yıl değiştirdiğimiz telefon parasına alacağımız bir hoparlörü yıllarca kullanabiliriz. Ayrıca, bir evi; iyi bir sinema sistemiyle sevdiklerinizle izleyeceğiniz güzel bir film kadar sıcak ve sevgi dolu hale getirebilecek çok az şey vardır.
Peki Sinema Hoparlörleriyle Müzik Hoparlörlerinin Farkı Var mıdır?
İyi bir hoparlör hem sinemada hem müzikte iyidir. Ancak, iyi bir çift müzik için stereo hoparlör, sinemada her zaman iyi olmayabilir, fakat iyi bir sinema hoparlörü ise (EQ yapılınca) müzikte de iyidir. Bana katılmayanlar olabilir ancak, aksini bana bilimsel verilerle ispatlayan biri çıkana kadar durum budur arkadaşlar. Hoparlör seçiminde kimsenin sübjektif yorumlarına bir noktadan sonra güvenmeyin, çünkü herkesin zevki ve deneyimi farklı.
Nötr bir hoparlör hem müzikte hem sinemada tercih nedenidir. Ancak EQ yapıyorsanız, frekans tepkisindeki bozuklukları düzeltme imkânınız bulunmaktadır. Özellikle frekans tepkisindeki tepeleri düzeltmek daha kolaydır. Dipler, eğer hoparlörün kendinden kaynaklı değil de odadan kaynaklıysa (faz iptali kaynaklıysa) o zaman bu dip frekansları artırmamız faz iptalini ortadan kaldırmayacaktır. Ayrıca, dipleri düzeltmek AVR’nize daha çok güç harcatmak demektir. (Biliyorsunuz her 3dB için 2 kat güç artışı gerekli.) Bu gibi zorluklar nedeniyle, ne kadar nötr bir hoparlöre sahipsek o kadar iyidir, ancak yine de EQ ile ciddi düzeltmeler sağlayabileceğimizi göz ardı etmemeliyiz.
Test ölçümlerinde gördüğümüz ve EQ ile düzeltemeyeceğimiz en önemli göstergelerden biri: daha önce gördüğümüz Erken Yansımalar Doğrusallık (Yönlendirme) Endeksi’dir. Bu eğri ne kadar düzse hoparlörlerden doğrudan gelen ses ile yansıyan sesler o kadar benzerdir demek olduğundan, hem müzikte hem de sinemada bu grafiğe özellikle dikkat etmenizi tavsiye ederim.
Müzikte çok iyi olmayan, mesela frekans tepkisi düzgün olmayan bir hoparlör, eğer yüksek duyarlılığa sahipse sinemada iyi olabilir. EQ yapılarak frekans tepkisi düzeltilebilir. Diğer yandan, sinemada görsel duyu ve konu da işin içine girdiği için tüm odağımızı sese vermeyeceğimizden sahneye odaklanınca sesteki ufak farklar duyulmayabilir. Ayrıca derin basların olduğu sahnelerdeki ufak bozulmalar da (distortion) hissedilmeyebilir.
Daha önce söylediğimiz gibi; hoparlör seçerken sübjektif değerlendirmeler yerine objektif kriterlere dayanarak yapılan Spinorama ölçümlerinden yararlanıyoruz. (https://www.spinorama.org) Ancak, sinema için bu ölçümler ne yazık ki yeterli gelmiyor. Sinema hoparlörleri söz konusu olduğunda, maksimum ses seviyesini (Max SPL- Maximum Sound Pressure Level) de göz önüne almak zorundayız. Fakat ne yazık ki bu değerlere ulaşmak da oldukça güç. Birçok üretici firma max SPL değerleri verirken sadece şu kadar dB demekle yetiniyor. Buradaki THD yüzdesini ya da uzaklığı vermekten kaçınıyor. Bu durumda eğer bulabilirsek, THX sertifikasına sahip cihazları yüksek SPL seviyesinde kabul edebiliriz.
Sinema hoparlörleri genel kabul gören %1’in altında THD değerleriyle oturma mesafemizden 105db ses üretebilmelidir. (85db referans seviye + 20db dinamik fark) (Bu konuyu ileride daha detaylı olarak ele alınca referans ses ve dinamik farkı daha iyi anlayacaksınız.) Bazıları THD %3’e kadar da kabul edilebilir olduğunu ve duyulamadığını söylemektedir. Siz istediğiniz oranı kabul etmekte özgürsünüz.
Aslında tek THD yerine multitone distorsiyon grafiğine da bakanlar olmakla beraber genelde bu tek tonlu distorsiyon grafiğine benzerdir. Tabi hoparlör çok kötüyse bu grafiğe de bakmamız gerekebilir.
Takdir edersiniz ki, birçok müzik hoparlörü bu kadar yüksek ses seviyelerine ulaşmakta zorlanacaktır. Sinema hoparlörlerinin belki de en büyük farkı buradadır.
Bakmamız gereken diğer bir özellik ise Sıkıştırma (compression) Grafiği’dir. Bu grafik, bize hoparlörün sesini açtıkça hangi frekansın normalden sapma yaptığını gösterir. Örneğin; sesi 70dB’den 80 dB’ye çıkardığımız zaman, mesela 2000hz civarındaki sesler 5db daha çok ya da az çıkıyorsa bu istemediğimiz bir durumdur.
Sinema hoparlörü seçerken dikkate alabileceğimiz, ancak zorunlu olmayan, bir diğer konu da hoparlörlerin daha doğru obje yerleştirmesi yeteneğini etkileyen tasarım farklarıdır.
Dolby Atmos ve DTS:X gibi nesne tabanlı formatların hayatımıza girmesinden sonra, daha keskin bir obje konumlandırması yapabilmek için bipole tripole gibi çok yönlü hoparlörler hayatımızdan çıkmaya başladı. 3 boyutlu bir ortamda daha iyi bir obje yerleştirmesi yapabilmek için, her zaman olmasa da, tek nokta kaynaklı koaksiyel tasarımlı hoparlörler diğer tasarımlara göre daha iyi bir seçenek olabilirler.
Diğer yandan, birçok hoparlörde alt frekanslara indikçe grup gecikmesi (Group Delay) oluşabilir. Bu şu anlama gelmektedir: Hoparlör alt frekansları üretirken üst frekanslara göre daha yavaş davranabilir. Bu noktada grup gecikmesi az olan bir hoparlör ses kalitesine ciddi etki edecektir.
Yapılan en büyük hatalardan biri kötü bir hoparlörün EQ ile düzeltilebileceğidir. EQ size sadece frekans ve mesafe (faz, delay vb. gibi) düzeltmesine izin verir. Distorsiyonu, sıkıştırma grafiğini, max SPL’i, doğrusallık endeksini ya da grup gecikmesi gibi parametreleri EQ ile düzenleyemezsiniz. Bu noktada sisteminizin en önemli parçası hoparlördür. (ve subwoofer)(AVR zaten sese kendinden bir şey katmaması gereken cihazdır ve sisteme hoparlör kadar etki etmez.)
Özetlememiz gerekirse iyi bir sinema hoparlörü:
1- Düşük distorsiyona sahip olmalı. (Bunu EQ ile düzeltemezsiniz)
2- En az 80 hz’i 105db seviyesinde çalabilmeli (Kalibrasyon kaybı/kazancını telafi edebilmek ve zorlanma olmaması için 110-115dB’ye kadar çıkarsa daha iyi olur.)
3- Frekans çizgisinden sapmaları EQ yapılamayacak kadar büyük olmamalı
4- Frekans çizgisinden büyük sapmalar varsa bunlar dip değil tepe şeklinde olmalı
5- Erken Yansımalar Doğrusallık Endeksi Eğrisi düz olmalı
6- Toplam Ses Gücü Yönlendirme Endeksi düz olmalı (Grafik çizgisi genellikle yukarıdakine benzer olur ancak, bazı hoparlörlerin dizaynları yüzünden sesi etkileyecek kadar sapma gösterebilirler.)
7- Sıkıştırma Grafiği düz olmalı
8- Nesne tabanlı formatlarda, nesnenin yerini daha keskin bir şekilde verebilmeyi sağlayacak bir dizayna sahip olmalı
9- Düşük grup gecikmesi olmalı
Yukarıdakilerin yanı sıra hoparlörün duyarlılık seviyesiyle, empedans değerlerini de dolaylı olarak bu listeye ekleyebiliriz.
Anlatılanları dikkate alarak, bütçemiz ölçüsünde, fiyat/performans kriterleri doğrultusunda seçtiğimiz hoparlörleri kendi dinleme alanımıza ve kriterlerimize göre de şekillendirmeliyiz.
İyi dinletiler…
Teşekkürler 🙂